-
Onların
Mirasını Yaşatıyoruz.Sayısız Bestekarımızın Türk Musikîsi için ürettiği eserleri yarılara taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Prof. Dr. Süleyman Yalçın
Efsanevi "Süleyman Yalçın"
1926 yılında Çanakkale’nin Büyükanafartalar köyünde başladığı yolculuğa Aydınlar Kulubü'nden Aydınlar Ocağı'na ve günümüze..
Aydınlar Ocağı eski başkanı Süleyman Yalçın
Süleyman Yalçın 1926 yılında Çanakkale’nin Büyükanafartalar köyünde İslami ve milli değerlere son derece bağlı bir ailede dünyaya gelir. Anne tarafı Karesi Türklerindendir. Annesinin babası Hamit Sabri, Osmanlı ordusunda görevli, Çanakkale, Balkanlar gibi birçok yerde görev yapmış bir askerdir.
Baba tarafıysa Kırcaali’nin Mestanlı köyündendir. Babasının dedesi 1860’lı yıllarda Rus mezaliminden kaçarak iki arkadaşıyla birlikte Büyükanafartalar köyüne yerleşmiştir. Ayrıca babasının anne tarafı da Çerkez kökenlidir. Bunca insanı, farklı coğrafyalardan kopup gelseler de, bir arada tutan tutkal dindir, İslam’dır.
"Kasım"dan cevval ve asabi "Süleyman"a
Süleyman Yalçın bir Kasım ayında dünyaya geldiği için ailesi adını ‘Kasım’ koymaya karar verir. Belli ki adaklarını unutmuş gibidirler:
Evliliklerinin ilk üç yılında çocukları olmadığı için annesi, Bolayır’da medfun bulunan ve oralarda evliya telakki edilen Gazi Süleyman Paşa’nın türbesine giderek dua eder. Bu duadan yaklaşık bir yıl sonra genç kadının bir oğlu dünyaya gelir. Çocuğa doğduğu ay dolayısıyla Kasım adını verecekken Büyükanafartalar köyünden büyük bir zat, adaklarına uymalarını, çocuğun adını Süleyman koymalarını söyler. Ancak bir uyarı yapmaktan da geri durmaz: Haberiniz olsun, Gazi Süleyman Paşa’ya adanan ve adını ondan alan çocuklar biraz asabi olur.
Süleyman Yalçın’ın hayatı yedi yaşına kadar Büyükanafartalar köyünde geçer. Bu dönemde dedesi hayatında güçlü bir figür olarak yer alır. Dede Ethem Bey özü sözü bir, doğruları söylemekten çekinmeyen, biraz sert bir adamdır. Hafızdır ve dinine son derece bağlıdır. İki katlı köy evinde Kelam-ı Kadim’in ayrı bir yeri vardır. Müstesna bir köşede duran Kur’an-ı Kerim sık sık açılmakta ve okunmaktadır.
“Artık hoca, mürit, şeyh… Hiçbiri yok!”
1933 yılında Süleyman Yalçın ilkokula başlar. Köylerinde okul olmadığı için o zamanlar yaklaşık on bin nüfuslu bir kasaba olan Çanakkale’de okuyacaktır. O yıl aynı zamanda Cumhuriyet’in onuncu yılıdır ve tüm ülkede olduğu gibi Çanakkale’de de “coşkuyla” kutlanmaktadır. Daha okulun ilk günlerinde kafası karışmaya başlar. Öğretmenlerine göre padişahlar kötü insanlardır, sadece kendilerini düşünen, makam mevki düşkünü kişilerdir. Dedesine göreyse her padişahta manevi olarak yedi evliya gücü vardır. Bu zıtlık o yaştaki bir çocuk için açıklanamaz bir şeydir. Yine de dedesine daha çok güvenmektedir...
Bir gün tüm okullar 1915 yılındaki Çanakkale Savaşı’nın geçtiği yerleri gözlemlemek için geziye götürülür. Süleyman Yalçın hem gözlüklü olması hem de biraz hareketli olması nedeniyle Çanakkale Valisi’nin gözüne çarpar. Vali “Sen kimlerdensin bakayım?” deyince “Hafız Ethem’in torunuyum” diye cevap verir. Az önce yüzünde gülücükler açan vali hemen ciddileşir. “Artık Hafız, hoca, şeyh... Bunların hiçbiri yok, bunlar geçmişte kaldı!” der ve oradan hemen uzaklaşır. Bu, küçük Süleyman için tam bir şoktur. Sanki bir kabahat işlemiş gibi böyle paylanması onu çok üzmüştür.
Dedesini herkes bu adla bilir ve severken hem başka ne diyebilirdi ki...

H. İbrahim Bodur
H. İbrahim Bodur 1928 yılında Çanakkale ilinin Yenice ilçesi (1934 yılında adı Atatürk tarafından konulan) Nevruz köyünde doğdu. İlkokulu Yenice İlkokulu'nda, ortaokulu Balıkesir Lisesi'nde iftihar talebesi olarak okuduktan sonra İstanbul Robert Kolej'e girdi. Robert Kolej'de ekonomi ve edebiyat bölümlerini aynı sürede bitirerek Major in Commerce (M.A.), Bachelor of Arts (B.A.) dereceleri ve üstün başarıyla mezun oldu. Amerika Birleşik Devletleri'nde gerekli programları alarak (Business Administration) İş İdaresi ihtisasını tamamlayıp, 1951'de yurda döndü.
Babasının ve kayınpederinin ortaklığı ile 1951 yılı sonunda, Türkiye'nin ilk 3,200 iğlik 80 numara penye pamuk ipliği fabrikası olan, Bodur-Eğinlioğlu Edirnekapı Pamuk İpliği Fabrikası'nı kurdu. 1956 yılına kadar bizzat bu fabrikayı yönetti.
Türkiye'nin sanayileşerek kalkınacağına ve kalkınmanın Anadolu'dan başlaması gerektiğine inanan Bodur, 1955 yılında 47 ortaklı Çanakkale Seramik Fabrikaları Limited Şirketi'ni kurdu ve aynı yıl seramik sanayii için gerekli etüd ve araştırmalara başladı. 1956 yılında gerekli makine ve techizatı Çekoslovakya'ya sipariş etti ve 1957 yılında Türkiye'nin ilk seramik fabrikalarının temelini attı.
İlk kurulan limited şirketi, o gün 750 ortaklı bugün 1200 ortaklı Çanakkale Seramik Fabrikaları Anonim Şirketi'ne dönüştüren Bodur, böylece Aile fertlerinin, çalışanların, bayilerin bölge halkının iştirakleri ile Türkiye'nin ilk halka açık şirketini kurmuş oldu.
İbrahim Bodur, 1952 yılı başından günümüze dek geçen sürede, 30 kuruluştan oluşan, tekstil, inşaat malzemeleri, inşaat kimyasalları, makine teçhizat, savunma sanayi, robotik ve otomasyon sistemleri, enerji ve enerji dağıtım ve ölçüm sistemleri, teknik seramik, seramik hammaddeleri, nakliye, iç ve dış ticaret şirketleri ve bilişim gibi bir çok konuda ve sektörlerde faaliyet gösteren Kale Gurubu'nu oluşturdu. Ayrıca gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında önemli şirketlere kurucu ortak olarak katıldı. Siemens, Roca ve General Elektrik gibi birçok önemli kuruluşlarla yabancı ortaklıklar tesis etti. Dr.İbrahim Bodur, Kale Grubu Başkanı ve Kurucu Murahhas Azası olarak görev ve faaliyetlerini sürdürmektedir.
1952 yılında Türkiye'nin ilk müstakil sanayi odası olan İstanbul Sanayi Odası'nın kuruluş faaliyetlerine katıldı.
1952 yılından 1962 yılına kadar İstanbul Sanayi Odası, taş ve toprağa dayalı tuğla, refrakter, çimento, seramik ve cam meslek komiteleri üyeliğinde bulundu. 1962 yılında İstanbul Sanayi Odası meclis üyeliğine seçilen sanayici Bodur, meclis üyeliği görevinde 2000 yılına kadar kesintisiz bir rekor süre olarak 38 yıl bu görevde kaldı.
1968 yılında İstanbul Sanayi Odası'nı temsilen Türkiye Odalar Birliği genel kurul üyeliğine seçilen Bodur, 1969 yılında Türkiye Odalar Birliği Yönetim Kurulu'na seçildi ve 1969'dan 1975 yılına kadar 6 yıl süre ile Odalar Birliği Başkanlık Divanında Başkan ve Başkan Vekilliği görevini ifa etti. Bu süre zarfında, Odalar Birliği bünyesinde sektör konseylerini kuran Bodur, 1975'den 1979 yılına kadar iki dönem Türkiye Sanayi Odaları Konsey Başkanlığını, müteakiben 1980 ve 1982 yılları arasında, iki dönem Türkiye Odalar Birliği Genel Kurul Başkanlığı görevlerini yaptı.
1962 yılında, kuruluşunda bulunduğu İstanbul Sanayi Odası meclis üyeliğine seçilen İbrahim Bodur, 1975 yılında İSO Meclis Başkanlığı'na seçildi.
1975 yılından 1995 yılına kadar, aralıksız 20 yıl, İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı olarak, en uzun süreli İstanbul Sanayi Odası Başkanlığı görevini yaptı.
Bu görevleri süresinde, Türk sanayiine ve Türk ekonomisine önemli hizmetler veren İbrahim Bodur, Türkiye Odalar Birliği'ni temsilen Türkiye Sanayi Odaları Sanayi Konseyi'ni, Türkiye Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi'ni (DEİK), bu konseyde faaliyetlerini sürdüren Bodur, Türk-İtalyan İş Konseyi'ni kurarak uzun süre başkanlığını yaptı. Ayrıca, Sanayi Odası'nı temsilen, Türkiye İktisadı Kalkınma Vakfını(İKV) ve İstanbul Sanayi Odası Vakfı'nı(İSOV) kurarak bu kuruluşlarda görev yaptı. Ayrıca, Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (TÜSİAD) ilk altı kurucusundan biri olan Bodur uzun yıllar bu kuruluşun yönetiminde ve Genel Kurul Başkanlığı'nda bulundu. Halen Yüksek İstişare Kurulu üyeliği görevini sürdürmektedir.
Kızı Zeynep Bodur Okyay'ın İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyeliğine ve Oda Yönetim Kurulu Üyeliğine, İKV Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ve Türk-İtalyan İş Konseyi Başkanlığı'na seçilmesine müteakip; 2000 yılı başında İstanbul Sanayi Odası Meclisi, Onursal Üyesi ve Başkanı olarak onurlandırılan ve
Teşebbüs ve sermayenin belli büyük şehirler dışında milli kaynaklara ve iş gücüne yakın bölgelerde kurulmasına 1950'li yıllardan itibaren öncülük eden İbrahim Bodur, 1990 yıllardan İtibaren köylerin de sayayileşmesine öncülük etmiştir.
1962 yılında sanayi ürünleri ihracatına başlayan ,Türk Sanayii'nin ve ürünlerinin yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da tanıtılması ve gelişmesi için uluslar arası sınai ve ticari işbirliğinin sağlanmasına büyük önem veren ve Çanakkale'yi ekonomik gücüyle dünyaya tanıtıp bu yolda önemli gayretler sarfederek başarılar kazanan Bodur;
- 1985 Çekoslovakya Devlet Nişanı,
- 1987 'Cavaliari di Lavora' İtalyan Devlet Nişanı,
- 1997 'T.C. Devleti Üstün Hizmet' Nişanı ile onurlandırılıp, Devlet Nişanlarıyla taltif edilmiştir.
Elli yılı aşan sınai ve iktisadi meslek hayatı boyunca, sosyal ve kültürel alanlarda da faaliyet göstererek bir çok vakıfların kurulmasına hizmet etmiş, sağlık ve eğitim alanlarında da önemli yardımlar ve yatırımlar yapmıştır. Ülkemize, inançlı ve mütevazı kişiliği, milli ve manevi değerlere bağlılığı ile her alanda önemli hizmetleri ve katkıları olan İbrahim Bodur'a;
- 1994 Karadeniz Teknik Üniversitesi,
- 1997 Çanakkale 18 Mart Üniversitesi,
- 1999 İstanbul Boğaziçi Üniversitesi,
tarafından Fahri Doktora unvanı verilmiştir.
Dr.H.İbrahim Bodur evli olup, Zeynep adında bir kızı vardır. İngilizce ve yeterli İtalyanca bilmektedir.
Dr.İbrahim Bodur 23 Mayıs 2016 tarihinde vefat etmiştir.

Sedat Üründül
1920 yılında İstanbul'da doğdu.İlkolulu ve ortaokulu Şişli Terakki'de okudu. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi. Yüksek öğrenimini İTÜ İnşaat Fakültesi'nde yaptı. Beraber çalıtığı iki mühendis arkadaşı ile Palet İnşaat Şirketi'ni kurdular. Atatürk Barajı ve GAP projesinin yapımını ortaklaşa üstlendiler. İTÜ senatosu tarafından 1996 yılında kendisine fahri doktora verildi. İTÜ Geliştirme Vakfı tarafından ismi anaokuluna ve çevre mühendisliği çevre laboratuvarına verilmiştir. Maslak'taki Verda Üründül Kız Öğrenci Yurdu'nu yaptırmış ve eşinin adını vermiştir. [1] Kendisi şu anda Ata İnşaat Ltd. şirketinin yönetim kurulu başkanlığını yürütmektedir. Ayrıca Sedat Üründül; futbol yorumcusu Ömer Üründül'ün babasıdır.
Dr.Müh.Sedat Üründül 04 Ocak 2016 tarihinde vefat etmiştir.

Hasan Tahsin Önalp
12 Mayıs 1919 Pınarbaşı/ Kayseri doğumlu Hasan Tahsin Önalp ilk ve orta öğrenimini
Pınarbaşı ve Kayseri’de tamamladıktan sonra lise tahsili için Ankara’ya gitmiştir. Sonrasında İstanbul Yüksek Mühendis Mektebi’nde tahsiline devam etmiştir. Burada eğitim görürken Atatürk’ün bizzat ilgilenerek geliştirdiği, memlekete üniversite hocası yetiştirmek için yurtdışına öğrenci gönderme sınavlarına katılmış ve altıncılıkla sınavı kazanıp Almanya’da doktora yapmıştır. Dizel motorlar üzerine yapmış olduğu doktoradan sonra yurda dönmüş, üniversite kadrosu açılmadığı için Karayolları Genel Müdürlüğü’nde çalışmaya başlamıştır. Hızla yükselerek genel müdür olmuş sonrasında bir müddet memurluğa ara vermiştir. Bu dönemde Aksaray’da bulunan Mercedes Benz Otobüs Fabrikası’nın kurucu müdürlüğünü yapmıştır. Bu dönemde ilk otobüs ihracatını gerçekleştirmiştir. Sonra devlet hizmetine dönerek Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapmıştır (1980- 1983).
Dr.Müh.Tahsin Önalp 31 Mayıs 2015 tarihinde vefat etmiştir.

Asım Kocabıyık
Asım Kocabıyık, Türkiye'nin kalkınması ve çağdaş ülkeler düzeyine ulaşması için eğitimin önemine her zaman dikkat çekmiştir. Hem Borusan Grubu Şirketleri’nin finansmanıyla, hem de kişisel girişimleriyle, ülkemizin kültür ve eğitim hayatına katkılarda bulunmuştur.
Bugün Borusan Mannesmann Boru Şirketi içinde yer alan Mannesmann Boru Endüstrisi TAŞ’nin, Kocaeli ilinde Milli Eğitim’e katkı sağlamak ve yöre halkının eğitimine destek olmak amacıyla 1960’lı yıllardan itibaren inşa ettirdiği sekiz adet ilköğretim okulu, 1987’de Gemlik’te inşa edilen Borusan İlköğretim Okulu ile 1996 yılında Afyon’da kendi adını taşıyan Asım Kocabıyık Anaokulu, eğitime yapılan ilk armağanlardır.
Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı 1992 yılında Asım Kocabıyık, eşi ve çocukları tarafından eğitim, öğretim ve kültür konularında faaliyette bulunmak, Türk milli eğitim ve kültürüne katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur.
Ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin eğitim ile olabileceğine inanan Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı, kurulduğu 1992 yılından beri maddi ihtiyacı olan başarılı öğrencilere burs vermektedir.
Vakıf, 1997 yılında başlayan eğitim seferberliğine modern bir Anadolu Meslek Lisesi ve 8 yıllık bir İlköğretim Okulu ile destek verme kararı almış ve bu karardan bir yıl sonra her iki okul da eğitim hayatına kazandırılmıştır.
Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı, 1999 depreminden en çok etkilenen ilimiz Kocaeli’nde, büyük hasara uğramış Kocaeli Üniversitesi Hereke Borusan Yerleşkesi’nde iki öğrenci yurdu ile bir meslek yüksek okulu inşa etmiş ve 2001 yılında üniversiteye teslim ederek eğitime desteğini sürdürmüştür.
24 Kasım 2005 tarihinde açılışı Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’in değerli eşi Semra Sezer Hanımefendi tarafından yapılan Asım ve Nurhan Kocabıyık Öğretmenevi Türkiye’nin bugünlere gelmesinde büyük emeği geçen öğretmenlerimizin sosyal ihtiyaçlarının bir ölçüde karşılanması amacıyla yapılmıştır.
Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı ile İstanbul Üniversitesi arasında 03.06.2005 tarihinde imzalanan protokol gereği iki bodrum ve bir zemin kattan ibaret olan İktisat Fakültesi Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi tarafından hazırlatılan projeye uygun olarak depreme karşı güçlendirildikten sonra tamamen yenilenerek tefriş edilmiştir.
Gemlik Körfezi’nde bulunan ve Uludağ Üniversitesi’ne tahsis edilmiş olan tarihi Sunğipek Fabrikası alanında 2005 Ekim ayında inşaatına başlanan "Asım Kocabıyık Meslek Yüksek Okulu" 2006 yılında tamamlanarak eğitime başlamış ve 14 Kasım 2006 tarihinde Uludağ Üniversitesi’ne teslim edilmiştir.
Vakfın 2007 ve 2008 yılı bütçesi ve faaliyetlerinin tamamı Uludağ Üniversitesi Gemlik Suğnipek Yerleşkesi’nde yapılmasına başlanan Hukuk Fakültesi Eğitim ve Dekanlık binaları inşaatına ayrılmıştır. 2012 Aralık ayının son günlerinde vefat eden Asım Kocabıyık Beyefendiye Allah'tan rahmet diliyoruz.
